Kanal D’nin sevilen dizisi “İnci Taneleri”nin Aleyna’sı olarak hayatımıza girdi, kısa müddette dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Kimisi hoşluğuna, kimisi de dizideki rolüne övgüler yağdırdı. Beğenilen Gürkan’la hem “İnci Taneleri” serüvenini hem de hoşluk sırlarını konuştuk. Oyuncu, birkaç yıl evvel bulduğu babasıyla nasıl tanıştığını da anlattı.

Çocukluk ne hoş bir devir değil mi? Bilhassa de kimileri için… Hayatın en tasasız, tahminen de insanın en çok keyifli olduğu yıllar aslında süratle gelip geçiyor… Geride de hoş anıları kalıyor.

X, Y, Z, Alfa ve artık Beta… Nesiller vakit içinde kendi lisanlarını, kıymetlerini ve ritüellerini yaratıp bir dönüşüme de öncülük ediyor. Ve her yeni jenerasyon evvelkiyle benzerlikler taşıdığı üzere farklılıklar da barındırıyor. Beta Kuşağı’nın dünyaya ‘merhaba’ dediği bu devirde akademisyenlerle nesiller ortasındaki farkları konuştuk.

Amatör yol bisikletçilerinin vazgeçilmezi AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum’da pedallar bu sene dostluk için dönecek.

Volkan Konak, Kıbrıs’ta sahne aldığı yerde kötüleşerek yere yığılmış ve kısa bir müddet sonra hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Konak’a ilk müdahaleyi tıp fakültesinde öğrenciyken dayanak olduğu hekimin yaptığı ortaya çıktı.

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü yaklaşırken üniversitede toplumsal hizmetler kısmında okuyan Deniz  Köse ve annesi Buket Köse’yle buluştuk. Onlarınki bir ‘otizm masalı’… Buket Köse “Bir okulda ya da eğitim sisteminin içinde kabul edilmek o kadar güç ki, bu süreç Deniz’in otizmini kabullenmekten daha zordu. ‘Bu çocuğun yeri burası değil’ diyenler oluyor ve bu çok acıtıcı” dese de anne-oğul olumlu güçleriyle zorlukların üstesinden geliyorlar.

Nursel Ergin, 8 ay süren kanser tedavi sürecini tamamladı ve kanseri yendiğini toplumsal medya hesabından duyurdu.

2024 yılında kanser teşhisi konulan Nursel Ergin, ağır bir tedavi sürecinden geçti. Hastalık sürecinde neler yaşadığını içtenlikle paylaşan Ergin, ‘Her şeyden evvel kendinizi sevin, bunun için çaba edin’ dedi.

Daha ufacık yaşında şöhreti yakaladı. Natürel bu durum ona daha o vakit yaşıtlarının hayal bile edemeyeceği bir serveti de getirdi. Bir yanda müzik bir yanda sinema derken şöhret basamaklarını koşar adım tırmandı.

Sinema sanatı onu öylesine büyülüyordu ki aslında ailesinin maddi durumu buna yetmemesine karşın boş yoğurt kutularını toplar, satar ve sinema bileti alırdı. Birtakım günlerde bir değil birkaç tane sinema izlerdi gerisi gerisine… O devir perdeden akıp giden imajları takip ederken, orada anlatılan hikayelerle büyülenirken günün birinde kendisi de oyuncu olmayı hayal eder miydi bilinmez.