Ne bir prenses ne de hanımefendi Bridget Jones olduğu gibi…

Jones’u korseli, dev külotlar giyen bir karakter olarak tanıdık.

Çok sevdiğimiz eski bir dost üzere Sevgililer Günü’nde tekrar buluştuğumuz Bridget Jones’la neredeyse çeyrek asır evvel tanıştık. Tanga yerine korseli-dev külotlar giyen, türlü sakarlığı ve tutamadığı çenesiyle başını daima kaygıya sokan, 32 yaşında, aşk tutkunu bekâr bir bayan olarak karşımıza çıkan Jones’un şaşkın halleri romantik güldürü çeşidini adeta tekrar tanımladı. Bridget Jones’un serüveni birinci olarak 1995’te İngiliz muharrir Helen Fielding’in The Independent gazetesindeki köşesiyle başladı. Fielding 1996’da yazılarını roman haline getirdi. Sonrasında da kahramanımız sinemaya transfer oldu ve Renée Zellweger’la ete kemiğe büründü. 

İki erkek arasında

İlk sinema ‘Bridget Jones’un Günlüğü’nde (Bridget Jones’s Diary, 2001) meskende penguenli pijaması ve dağılmış saçlarıyla Céline Dion’un ‘All By Myself’ müziğine eşlik eden Bridget “Artık tek başıma olmak istemiyorum” diyordu. Dileğinin gerçeğe dönüştüğünü, yani evlenip çocuk sahibi olduğunu akabinde gelen ‘Bridget Jones: Mantığın Sınırı’ (Bridget Jones: The Edge Of Reason, 2004) ve Bridget Jones’un Bebeği (Bridget Jones’s Baby, 2016) sinemalarında izledik.

Aşka ve hayata dair umutları tazeleyen, ortaya dostluk ve aile bağlantıları katan serinin sonuncusu ‘Bridget Jones: Onun İçin Çıldırıyor’ geçen cuma vizyona girdi. Biraz hüzünlü başlayan sinemanın konusunu özetlemek gerekirse; Bridget Jones 50’li yaşlardadır ve eşi Mark Darcy’yi (Colin Firth) dört yıl evvel kaybetmiştir. Jones artık 9 yaşındaki Billy ve 4 yaşındaki Mabel’ın bekâr annesidir. Sadık dostları ve eski sevgilisi Daniel Cleaver’ın (Hugh Grant) yardımıyla çocuklarını yetiştirirken duygusal olaraksa çıkmaza girmiştir. En sonunda arkadaşlarının tavsiyelerine kulak verir ve alanlara geri döner. Tinder’da tanıştığı 29 yaşındaki Roxster (Leo Woodall) ve çocuklarının fen öğretmeni Bay Wallaker (Chiwetel Ejiofor) adaylar ortasındadır.

The Guardian, Empire ve Collider üzere kimi yayınlar yeni sinemanın mizah açısından evvelkilere nazaran eksik olduğunu söylese de
The Independent gazetesi şu yorumu yapıyor: “İster onu feminist bir ikon olarak yüceltin, ister ‘Brezilya büyüklüğünde bir popoya sahip olma’ takıntısını onlarca yıllık vücut utancı histerisinin yakıtı olarak kınayın, hakikaten fark etmez, Bridget Jones bizimdir.”

Antifeminist mi?

Bu kelamlardan de anlaşılacağı üzere Bridget Jones bir periyot kilo takıntısı ve evlilik kavramına bakışı nedeniyle antifeminist olduğu tarafında eleştirilmişti. Ancak The Hollywood Reporter mecmuasının altını çizdiği üzere o periyotta aşk için kendini değiştirme gereği duymayan yegâne karakter de oydu. Birinci sinemada Mark Darcy’nin “Seni olduğun gibi seviyorum” sözleri mevzuyu çok düzgün özetliyor. ‘Fırlama Kızlar’ (Clueless, 1995) yahut ‘Acemi Prenses’ (The Princess Diaries, 2001) üzere sinemaların tersine Jones’ta bir ‘kendini baştan yaratma’ kederi yoktu. “Bu benim için gereğince düzgün bir teklif değil” deyip gerisini dönüp gidebiliyordu.

Renée Zellweger bu ay sinemadaki rol arkadaşı Hugh Grant’le birlikte İngiliz Vogue mecmuasına bir söyleşi verdi. Zellweger röportajda Bridget Jones karakteri için “Bridget gerçek manada kendisi ve her vakit her şeyi gerçek yapamıyor. Lakin kusurları ne olursa olsun, sevinçli ve optimist kalıyor, yoluna devam ediyor ve kendi yolunda zafer kazanıyor. Değişik kişiselliğini ve eksikliklerini alımlı, sevilebilir ve kabul edilebilir kılıyor. Karşılığında bizim de sevilebilir ve kabul edilebilir hissetmemizi sağlıyor.”

Zellweger söyleşinin bir öteki kısmında
2010-2016 ortasında oyunculuğa neden orta verdiğini “Çünkü buna gereksinimim vardı. Kendi sesimden bıkmıştım. Tıpkı duygusal tecrübelerin tekrarından ibaretti” diye açıklıyor. Hugh Grant ona bu boş vakitlerinde ne yaptığını sorunca Zellweger “Şarkı kelamı yazdım ve memleketler arası hukuk okudum. Bir konut inşa ettim, iki yaşlı köpeği kurtardım, bir yapım şirketi iştiraki kurdum, hasta bir arkadaşım için bağış topladım, ailemle ve vaftiz çocuklarımla vakit geçirdim, köpeklerle ülkeyi dolaştım. Sıhhatime kavuştum” diyor.

Peki, Zellweger gerçek hayatta aşkı bulabildi mi? Evet, o denli olduğunu söyleyebiliriz. Ünlü oyuncu 2021’den beri ‘Wheeler Dealers’ isimli televizyon programıyla
tanınan İngiliz sunucu Ant Anstead (Gerçek ismi Anthony Richard) ile birlikte. Zellweger’ın eski sevgilileri ortasında Jim Carrey ve Bradley Cooper da var. Amerikalı country müzikçisi Kenny Chesney ile 2005’te evlenmişti lakin bu birliktelik yalnızca dört ay sürdü.

Son olarak aşktan umudunu kesen, “Ortalıkta hiç yanlışsız düzgün adam/kadın kalmadı” diyen, büyük aşkların yalnızca sinemalarda olduğuna inananlara Bridget’ın 30’lu yaşlarda meşhur günlüğüne yazdığı şu kelamlarını hatırlatalım:

“Mutluluğun mümkün olduğuna sahiden inanıyorum… 33 yaşında ve iki bovling topu büyüklüğünde bir poponuz olsa bile.”

Dramların da hakkını verdi

Kariyeri boyunca yalnızca romantik güldürülerin değil, dramların da hakkını veren
Renée Zellweger’ın (55) iki Oscar, dört Altın Küre ve iki BAFTA dahil birçok mükafatı var. Amerikalı oyuncu, müzikçi Judy Garland’ın hayatını bahis alan ‘Judy’ (2019) sinemasıyla En Güzel Bayan Oyuncu Oscar’ını, Nicole Kidman ve Jude Law’la rol aldığı ‘Soğuk Dağ’ (Cold Mountain,  2004) ile de En Düzgün Yardımcı Bayan Oyuncu mükafatını aldı. Teksas’ta doğan Zellweger aslında İngiliz edebiyatı okudu. Sinemadaki çıkışını Matthew McConaughey ile başrolü paylaştığı kaygı sineması ‘Teksas Testere Katliamı: Yeni Nesil’le (1994) yaptı. Tom Cruise’la oynadığı ‘Jerry Maguire’ (1996) sinemasıysa en sevilen romantik güldürülerinden biri oldu.

O da kalbini bir delikanlıya kaptırdı

Son periyotta olgun kadın-genç erkek alakalarını ekrana taşıyan birçok imal izledik. Anne Hathaway ve Nicholas Galitzine’in oynadığı ‘Sen İhtimali’ (The Idea of You), Laura Dern ve Liam Hemsworth’lü ‘Yalnız Gezegen’ (Lonely Planet) ve doğal ki çok konuşulan Nicole Kidman ve Harris Dickinson’ı bir ortaya getiren ‘Babygirl’ bunlardan bazılarıydı. ‘Bridget Jones: Onun İçin Çıldırıyor’ da bu furyaya dahil oldu. ‘The White Lotus’ dizisiyle radarımıza giren Leo Woodall, Bridget Jones’un genç âşığı Roxster olarak parlıyor. Saydığımız bu güzel aktörlerin sinemalardan gelen popülariteyle rüzgârı gerilerine alacaklarını kestirim edebiliyoruz.