İsrail iç istihbarat teşkilatı, 7 Ekim soruşturmasında başarısızlığını kabul etti
The Times of Israel gazetesinin haberine nazaran Şin-Bet, 7 Ekim’de yaşananlara ait kapsamlı soruşturmasının özetini kamuoyu ile paylaştı.
Haberde, soruşturma sonucunun Şin-Bet’in 7 Ekim’de “başarısız olduğunu” ortaya koyduğu belirtildi.
Şin-Bet’in 7 Ekim’deki “Aksa Tufanı” saldırısına karşı ikazda bulunma konusunda “başarısız olduğunu” belirten soruşturma sonucunda, “Organizasyonel başarısızlıklar derinlemesine incelendi, dersler çıkarıldı ve çıkarılmaya devam ediyor.” sözüne yer verildi.
“BAŞARISIZLIĞININ” SEBEPLERİNDEN BİRİ HÜKÜMETİN GAZZE POLİTİKASI
The Times of Israel’in haberine nazaran soruşturma, Şin-Bet’in 7 Ekim taarruzunda başarısızlık göstermesinin, kurum içinden ve dışından kaynaklanan sebepleri olduğunu ortaya koydu.
Buna nazaran, İsrail ordusu ile sorumlulukların net olmayan bir biçimde paylaşılması, hükümetin yıllar boyunca Gazze’de izlediği siyaset ve kurumun yapısının “Hamas üzere ordu gibisi bir düşmana karşı koymak için uygun olmaması” üzere dış ögeler, kelam konusu başarısızlıkta tesirli oldu.
İsrail iç istihbarat teşkilatının odak noktasının “terör ataklarını engellemek” olduğunu ortaya koyan soruşturma sonuçlarında, teşkilatın tekniklerinin de kelam konusu akınlara karşı uygulanamayacağı belirtildi.
ŞİN-BET’TEN ORDUYLA İSTİHBARAT UYUMUNDA EKSİKLİK İTİRAFI
İsrail’in “Eriha Duvarı” ismini verdiği, 7 Ekim’deki kapsamlı taarruz planı olduğu ileri sürülen dokümanın birkaç yıl evvelce ele geçirilmesine karşın “doğru formda ele alınmadığı” ve kelamda hücum planının, ordu ve Şin-Bet tarafından önden hazırlanacak bir “senaryoya dönüştürülmediği” vurgulandı.
Şin-Bet soruşturmasında, 6-7 Ekim gecesi boyunca “bilginin ele alınması ve istihbaratın entegrasyonu” ve İsrail ordu istihbaratıyla birlikte çalışma tarafında eksiklikler olduğuna işaret edildi.
Öte yandan Şin-Bet’in Hamas’ın Batı Şeria’ya ağırlaşmaya çalıştığı istikametinde kıymetlendirme yaptığı ve Gazze Şeridi’ne örülen bariyer duvarların gücü ve İsrail ordusunun karşılık verme kabiliyeti konusunda “yanlış bir anlayışa” sahip olduğu vurgulandı.
