İdrar yolu enfeksiyonu sandılar 4. evre bağırsak kanseri çıktı

Birleşik Krallık Berkshire’da yaşayan Zoe Gardner-Lawson, geçtiğimiz ağustos ayında birdenbire belinde bir ağrı hissetti. Kendisini her vakit ‘zinde ve sağlıklı’ hisseden ve sıhhati konusunda nadiren endişelenen Zoe, bel ağrısı yaşamaya başladığında alarma geçtiğini ve aile tabibinden telefonla randevu aldığını söyledi.

Ancak 36 yaşındaki Zoe’ye a bir ay boyunca ağrıları daha da kötüleşmesine karşın tekraren antibiyotik reçete edildi. Lakin 3. doz antibiyotiği almasına karşın hiçbir değişiklik yoktu, hakikaten kötüleşmeye başlamıştı. Kendini çok makûs hissediyordu ve sırt ağrısı karnına gerçek yayılmıştı.

Eylül ayında, ağrılarından ötürü yatağa bağımlı hale gelmesinden gelince aile tabibi ona direkt acil servise gitmesini söyledi.

BAĞIRSAĞINDA BEŞ CM TÜMÖR BULUNDU

Doktorlar, genç bayanın karnında sıvı birikimi varmış üzere göründüğünü söyledi. Hastanede yapılan testler genç bayanın böbrek taşı olabileceğini düşündürdü fakat tüm beden CT taramasından sonra tabipler bağırsağında 5 cm’lik bir tümör olduğunu doğruladı. Tümör, karaciğerine, karın içi zarına ve mide lenf düğümlerine yayılmıştı ve sonunda en önemli cins olan dördüncü evre kolon kanseri teşhisi kondu.

Şimdi beşinci kemoterapi seansına giren Zoe, bağırsak kanseri tarama yaşının 30’a düşürülmesi konusunda davette bulunuyor.

Yaşadığı dehşetli sıkıntıyı Daily Mail’e anlatan Zoe, “Doktorum Jamie Murphy, teşhisimden evvel dört yıla kadar bu tümörle yaşayabileceğimi söyledi. Bunu duymak dehşetli bir şeydi.” dedi.

Zoe, hekimlerin şimdi ölümcül bir teşhis olarak görmedikleri kadar genç olduğunu, her şeyin önümüzdeki birkaç yıla bağlı olduğunu, plana nazaran altıncı kemoterapi çeşidini tamamladığında, hastalığa güzel cevap vermiş olacağını umduğunu kelamlarına ekledi.

Londra’nın merkezindeki Cleveland Kliniğine nakledildikten sonra, Ekim ayında tümörün mümkün olduğunca büyük bir kısmını çıkarmak için dört saatlik bir ameliyat geçirdi ve kemoterapiye gereksinimi olacağı söylendi.

Her şey yolunda giderse, kalan mide lenf düğümlerini ve karaciğerindeki iki tümörü aldırmak için ikinci bir ameliyat olması gerekecek.

Birleşik Krallık’ta her yıl yaklaşık 44.000, ABD’de ise 142.000 bağırsak kanseri hadisesi görülüyor. Her iki ülkede de en sık görülen dördüncü kanser çeşidi bağırsak kanseridir.
Uzmanlar, gençlerde hadiselerin bu kadar artmasını çağdaş diyetler, kimyasallara maruz kalma ve hayat üsluplarıyla ilişkilendiriyor ve kaygı verici buluyor.

?

BAĞIRSAK KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağırsak kanseri belirtileri ortasında daima ve yeni ishal yahut kabızlık üzere bağırsak hareketlerinde değişiklikler, daha sık yahut daha az dışkılama muhtaçlığı yahut hissi ve dışkıda kan bulunur. Mide ağrısı, midede bir yumru, şişkinlik, beklenmedik kilo kaybı ve yorgunluk öteki yaygın belirtiler ortasındadır. Birtakım beşerler bu semptomların bir sonucu olarak kilo kaybından da şikayetçi oluyor. Bu belirtileri yaşayan herkes tavsiye için aile doktoruna başvurmalıdır.

Zoe, kendisine daha evvel dışkı testi önerilmiş olsaydı, tabiplerin kanserini yıllar evvel yakalayabileceğine inanıyor. “Hastalığım daha erken teşhis edilseydi, tedavisi daha kolay olurdu.” dedi.

Bağırsak kanser teşhislerin büyük çoğunluğu 50 yaşın üzerindekileri etkilese de, daha genç yetişkinlerdeki teşhisler son 30 yılda yüzde 50 artarken, daha yaşlı yaş kümelerindeki oranlar ya azalmış ya da sabit kalmıştır. Cancer Research UK, Birleşik Krallık’taki bağırsak kanseri olaylarının yarısından fazlasının (yüzde 54) önlenebilir olduğunu iddia ediyor.

Doktorlar obezite, çok antibiyotik kullanımı, çok işlenmiş besinler, cep telefonu radyasyonu ve hatta içme suyundaki görünmez plastik parçacıklarının potansiyel tetikleyiciler olduğunu öne sürüyor.

ADETA BİR SALGIN ÜZERE GENÇLERDE GÖRÜLMEYE BAŞLADI

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, bağırsak kanseri olaylarının son yıllarda genç popülasyonda ne bu kadar artığı konusun da şunları söyledi.

“Hastalık birkaç yıl öncesine kadar 50 yaşından sonra gözlense de son vakitlerde adeta ‘bir salgın gibi’ daha genç insanlarda ortaya çıkmaya başladı. Amerikan Kanser Derneği’nin (ACS) geçtiğimiz Mart ayında yayınladığı rapora nazaran, her beş yeni bağırsak kanseri olayından birinin (hem kolon hem de rektum kanseri) 40’lı yaşların başında ya da daha genç şahıslarda teşhis edildiğini açıkladı.”

Kalın bağırsak kanserinin daha erken yaşlarda ve gençlerde görülmeye başladığını fakat sebebin tam olarak belirli olmadığını söyleyen Göral, genetik sebeplerin kesinlikle sorumlu olduğunu fakat, asitli, şekerli, kalorisi yüksek içecekler, yağlı ve kalorisi yüksek besinler, hareketsizlik, zerzevat ve meyveyi az tüketmek, lifli besinleri az tüketmek, sigara kullanımı, mikrobiyatanın bozulması üzere etkenlerin de buna neden olabileceğini tabir etti.

İngiltere, ABD, Fransa, Avustralya, Kanada, Norveç ve Arjantin dahil 24 ülkede, 25-49 yaş aralığındaki kolon kanseri hastalarının oranında son on yılda kıymetli bir artış oldu.

Kaynak: BBC

Özellikle işlenmiş et ve yağ açısından varlıklı, meyve ve sebzelerin düşük olduğu bir sıhhatsiz diyetin, erken başlangıçlı kalın bağırsak kanseri ile ilişkili olduğuna dair artan ispatların olduğuna dikkat çeken Göral kelamlarına şöyle devam etti:

“Ayrıca, hazır besinler, işlenmiş et ve et eserleri, çok kırmız et de risk oluşturabilmektedir. Bağırsaktaki kimi bakteri çeşitleri, kolon kanserinin büyümesinde ve yayılmasında cürüm ortağı olarak görülüyor. Laboratuvar çalışmalarında, olağanda insan bağırsağında bulunan çeşitli bakteri tiplerinden salgılanan toksinlerin, farelerin bağırsaklarında kansere neden olduğu açıklandı. Fareler üzerinde yapılan bir öbür çalışmada, yüksek yağlı bir diyet uygulandığında, bağırsak iltihabını tetiklediği ve bağırsaklardaki tümörlerin büyümesini hızlandırdığı gösterildi.”

Bilim insanları ayrıyeten erken başlangıçlı kolon kanserinin potansiyel nedenleri olarak; etraftaki faktörleri de incelediler. Bu çeşit faktörler; hava ile su kirliliği, besindeki kimyasallar ve böcek ilacı kullanımı üzere şeyleri içeriyor. Bu etkenler deneniyle fare yahut sıçanların bağırsaklarında, kansere neden olan 18 kimyasal tanımlandığı açıklandı. Bu kimyasallardan kimileri DNA’ya ziyan verebilir ve potansiyel olarak kolon ve rektum hücrelerinde ziyanlı mutasyonlara yol açabilir. Ayrıyeten, gerek iş yerlerinde, konutlarımızda ve etrafımızda kullandığımız kimi eşyaların (TV, Cep tlf, fotokopi makinası gibi) yaydığı radyasyon da tetikleyici olabilir.

TÜM KALIN BAĞIRSAK KANSER OLAYLARININ YAKLAŞIK %10’Ü 50 YAŞ ALTINDA

Kolon kanserinin ülkemizde, erkeklerde daha sık görüldüğünü, bayanlarda daha az olmasının, çevresel faktörlere daha az maruziyet ve hormonal faktörlere bağlı olabileceğini belirten Göral, tüm kalın bağırsak kanser olaylarının yaklaşık %10 kadarının 50 yaş altında geliştiğini belirtti.

Özellikle genç yaşlarda kalın bağırsağın makata yakın bölgesinde gelişen rektum kanseri olaylarındaki artış, kalın bağırsak kanserine oranla 2 kat daha yüksek oranda görülüyor.

Kolonoskopinin 45 yaş ve üzerindeki herkese, tarama gayeli yapılması gerektiğini, Böylelikle, kansere neden olan polipler saptanarak alındığını ve kanserin oluşumunun önlenebileceğini söyleyen Göral, anne babada kanser hikayesi var ise 35 yaşında ya da daha erken yaşta da bakılmasında yarar olduğunu tabir etti ve ekledi.

“Tarama programından 10 yıl evvel, kolonoskopi yapılmalıdır. Kolonoskopi imkânı olmayan yerlerde, sağlık ocaklarında, her yıl, yılda bir defa gaitada saklı kan (GGK) testi yapılmalıdır. GGK olumlu ise, kesinlikle kolonoskopi yapılmalıdır. Bu kolay test ile bile, erkenden ve rahatlıkla kalın barsak kanseri teşhisi konulabilir.”

HER YIL 20 BİN KİŞİ BAĞIRSAK KANSERİ TANISI ALIYOR

“Kural olarak, anal ve rektal kanamalarda ve devam eden ishallerde, kesinlikle muayene yapılmalı ve kesinlikle kolonoskopi yapılmalıdır.” Diyen Göral, anal kanama ile gelen hastaya kesinlikle muayene ve kolonoskopi yapılması gerektiğini bu süreci yapmadan, asla ilaç yazılmaması gerektiğini söyledi.
Bu halde kanaması olan hasta anında doktora gitmelidir. Müracaat birinci evvel Gastroenteroloji doktoru olmalıdır.

Türkiye Birleşik Data Tabanına nazaran, ülkemizde bu kanser tipleri hem erkeklerde hem de bayanlarda 3. sırada yer almaktadır. Erkeklerde görülme sıklığı yüz binde 25,5 bayanlarda ise 15,0 dır. Bir yılda yaklaşık 20 bin kişi kalın bağırsak kanseri tanısı almaktadır Kalın bağırsak kanseri evreleri incelendiğinde hadiselerin %20,9’unun uzak evrede olduğu görülmektedir.

Kaynak: Sıhhat Bakanlığı

Prof. Dr. Vedat Göral, bağırsak kanserinden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı:

– Kırmız eti azaltıp, bol zerzevat ve meyve, lifli besinler, balık tüketilmelidir.
– Gereksiz yere kullanılan antibiyotikler ve ağrı kesiciler, bağırsak mikrobiyatasını olumsuz etkiliyerek, ileriki yıllarda kalın barsak kanserine kadar giden süreçlere neden olabilir. Bu çok kıymetli bir bahistir. Gerekmedikçe, örneğin hafif soğuk algınlığı ve gripte, antibiyotik kullanmayalım.
– Sigara, alkol kesinlikle kesilmeli, gerilimden uzak durulmalıdır.
– Nizamlı olarak her gün yürüyüş yapmak, kalın bağırsak kanserini %8-9 azaltır.
– Haftada 3 sefer sistemli olarak bulgur pilavı yemek, kolon kanser riskini % 8-10 azaltmaktadır.
– Kalın bağırsak kanserinin, diyabet (Şeker hastalığı) ile bağlantısı vardır. Şeker hastalığı tedavi edilmezse, kalın barsak, pankreas, mide ve karaciğer kanseri sıklığında artışa neden olmaktadır. Kesinlikle, şeker hastalığına karşı tedbir alınmalıdır.
– Çok kilolu yahut obez olmak riski artırdığından, kilolu olunmamalı, olağan kilo kesinlikle korunmalıdır.
-Fiziksel olarak hareketli olmak ve nizamlı spor yapmak gerekir.
-Fazla ölçüde işlenmiş (sosis, salam ve benzeri) yahut işlenmemiş kırmızı et (sığır, kuzu, karaciğer ve benzerleri) tüketiminde vazgeçilmelidir. Kesinlikle belli aralıklarla, kolonoskopi yahut gaitada bilinmeyen kan testi taraması ile, denetimler yapılmalıdır.

Gaitada bilinmeyen kan testi (yıllık), kolonoskopi ve rektoskopi, gerekirse batın tomografisi yahut MR tetkiki yapılmalıdır. Sanal kolonoskopi yahut kapsül endoskopi de, taramada kimi durumlarda yapılmaktadır.Erken evrede teşhis edildiğinde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olan kalın bağırsak kanserlerinde tarama programlarının uygulanması ile kelam konusu hastalığın görülme sıklığı ve vefat oranı üzerinde çok olumlu kazanımlar sağlandığı yapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur.