Güneş Sistemi’ne uğrayan en büyük yıldızlararası cisim keşfedildi
Uluslararası Astronomi Birliği’nin Küçük Gezegen Merkezi tarafından 3I/Atlas olarak isimlendirilen bu buzlu cisim, şimdiye dek tespit edilen yıldızlararası objeler ortasında en büyüğü olabilir. Avrupa Uzay Ajansı’nın Gezegen Savunma Bölümü Başkanı Richard Moissl’e göre, çapı 10 ila 20 kilometre ortasında olabilir. Lakin büyük oranda buzdan oluşuyorsa, daha küçük de olabilir.
60 KM/SN SÜRATLE GÜNEŞ SİSTEMİ’NDEN GEÇİYOR
Science alert haberine nazaran cismin 60 kilometre/saniyeyi aşan bir süratle hareket ettiği varsayım ediliyor. Bu sürat, onu Güneş’in çekim alanına bağlı olmayan bir seyahatte olduğuna işaret ediyor. Öbür bir deyişle, bu cisim Güneş’in yörüngesinde değil; uzak bir yıldız sisteminden koparak buraya geldi ve tekrar galaksinin derinliklerine yanlışsız yol alıyor.
Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Jonathan McDowell, bahisle ilgili olarak “Üzerinde bulanıklık olması, cismin büyük ölçüde buzdan oluştuğunu gösteriyor” dedi.
İlk olarak 2 Temmuz’da, Hawaii’deki NASA dayanaklı ATLAS teleskop ağı tarafından tespit edilen obje, başlangıçta A11pl3Z olarak isimlendirildi. Lakin yörüngesi tahlil edildikten sonra yıldızlararası kökeni teyit edildi.
Avrupa Uzay Ajansı’ndan Moissl, cismin Mars yörüngesinin çabucak içinden geçeceğini, lakin hiçbir gezegene çarpma riski taşımadığını belirtti. Şu anda Dünya’dan yaklaşık Jüpiter uzaklığında bulunan 3I/Atlas, Ekim sonuna kadar Güneş’e yaklaşmayı sürdürecek ve akabinde yavaşça uzaklaşacak. Teleskoplarla gelecek yıla kadar gözlemlenebilir olacak.
ÜÇÜNCÜ ZİYARETÇİ
Bu keşif, insanlığın yıldızlararası uzaydan gelen cisimleri tespit ettiği üçüncü olay olarak tarihe geçti. Birincisi, 2017’de keşfedilen ve ‘Oumuamua ismi verilen garip halli cisimdi. İkinci yıldızlararası konuk ise 2019’da tespit edilen 2I/Borisov olmuştu.
İngiltere’deki Central Lancashire Üniversitesi’nden astronom Mark Norris, “Bu yeni obje, daha evvel keşfedilen yıldızlararası cisimlerden çok daha süratli hareket ediyor” dedi. Norris ayrıyeten, bu tıp objelerin sayısının Güneş Sistemi içinde her an 10 bine kadar çıkabileceğini öngören modellemelere dikkat çekti.
HAYATIN İZLERİ TAŞINIYOR OLABİLİR Mİ?
Bilim beşerlerine nazaran bu çeşit yıldızlararası cisimler, öteki yıldız sistemlerinde oluşmuş ve vakitle bu sistemlerden kopmuş gök cisimleri olabilir. Şayet bu cins objelerde amino asitler üzere hayatın yapı taşları keşfedilirse, bu durum kozmosta diğer yıldız sistemlerinde de hayat için uygun şartlar olabileceğini gösterebilir.
Her ne kadar 3I/Atlas’a uzay aracı gönderilmesi şu an için mümkün görünmese de, gökbilimciler bu cins ender ziyaretçilerin, cihanın öteki köşelerinden bilgi taşıdığını ve bilimsel araştırmalar için büyük fırsatlar sunduğunu vurguluyor.
