Evren ona ‘Senin işin bitmedi’ dedi
Sinema ve televizyon üretimlerinin değerlendirildiği Küre Ödülleri’nin merasimi 5 Ocak’ta Los Angeles’ta gerçekleşti. Ödül merasiminin en güçlü ve duygusal konuşmasıysa ‘Cevher’ (The Substance) sinemasında canlandırdığı Elizabeth Sparkle rolüyle Müzikal ya da Güldürü Kısmında En Güzel Bayan Oyuncu Ödülü’nü alan Demi Moore’dan geldi.
Ödül konuşmasında hoşluk standartlarının, bilhassa de Hollywood’daki bayanlar üzerinde nasıl bir baskı yarattığını hatırlatan Moore’un sözleri salonda büyük alkış aldı ve toplumsal medyanın da gündemine oturdu: “Bu işi uzun vakittir yapıyorum -45 yılı aşkın bir süredir- ve bir oyuncu olarak birinci defa bir şey kazanıyorum. 30 yıl evvel bir üretimci bana eğlencelik oyuncu olduğumu söyledi. Başarılı ve çok para kazandıran sinemalar yapabileceğimi lakin tanınamayacağımı söylediler ve ben de buna inandım. Bu beni vakit içinde yıprattı. O denli ki birkaç yıl evvel tahminen de budur, tahminen de yapmam gerekeni yapmışımdır diye düşündüm. Ve tam tabana vurmuşken masama ‘Cevher’ isminde sihirli, gözü pek, ezber bozan, katiyetle çılgın bir senaryo geldi. Ve cihan bana ‘Senin işin bitmedi’ dedi.”
‘Cevher’ öyküsü itibariyle de hoşluk algısını masaya yatıran bir üretim. Konusu özetle şöyle; ünlü bir aerobik yıldızı olan Elizabeth Sparkle 50’nci doğum gününde işinden kovuluyor. Yerine yeni bir isim aranıyor. Elizabeth de çaresizlikle, onu daha ‘gelişmiş’ bir versiyonuna dönüştürmeyi vaat eden gizemli bir ilacı kendine enjekte ediyor…
Ünlü oyuncunun Altın Küre’deki konuşmasına dönersek sinemanın öyküsüyle sanatkarın kendi mesleğinde yaşadıklarının ne kadar paralel olduğunu görüyoruz: “Yeterince zeki, gereğince hoş, gereğince zayıf, gereğince başarılı ya da kısaca kâfi olmadığımızı düşündüğümüz o anlardan birinde bir bayan bana ‘Asla kâfi olamayacağını bil fakat metreyi bir kenara bırakırsan bedelini anlayabilirsin’ dedi. Hasebiyle bugün bunu bütünlüğümün ve beni harekete geçiren sevginin bir işareti olarak, sevdiğim bir şeyi yapmanın ve (sektöre) ilişkin olduğumu hatırlatmanın ikramı olarak kutluyorum.”
Demi Moore’un çocukluk ve gençlik yıllarından bahsedecek olursak pek de pamuklara sarılmadığını, hatta büyük zorluklar yaşadığını görüyoruz. Demi Tekrar Guynes, New Mexico’da dünyaya geldi. Ünlü oyuncunun babası Charles Harmon daha o doğmadan annesi Victoria’yı terk etti. Üvey babası Dan Guynes ise intihar etti. Moore’un annesi Virginia Guynes’ın alkollü araç kullanmaktan tutun da kundakçılığa kadar uzun bir sabıka kaydı vardı. Sinema üzere değil mi? Lakin burada bitmiyor, dahası var. ABC kanalının ‘Günaydın Amerika’ (Good Morning America) programına konuk olan Moore, daha da trajik bir kıssa anlattı ve 15 yaşındayken bir adamın annesine ödediği 500 karşılığında kendisine tecavüz ettiğini söyledi.
16 yaşında okulu bırakan Moore evvel bir mühlet modellik yaptı. 19 yaşında ‘General Hospital’ dizisinin takımına girdi. Lakin uyuşturucularla yolunu kaybetmesi uzun sürmedi. Demi Moore, ‘Inside Out’ (2019) isimli anı kitabında ‘St. Elmo’s Fire’ (1985) sinemasının çekimleri başlamadan evvel direktör Joel Schumacher’in isteği üzerine rehabilitasyona girdiğini anlatıyordu.
The New York Times’ın haberine nazaran de Moore bağımlılığı yüzünden 2012’de ikinci sefer tedavi gördü.
İNİŞLİ ÇIKIŞLI KARİYER
Demi Moore deyince pek çoğumuzun aklına ‘Hayalet’ (Ghost, 1990) geliyor. Moore
57 yaşında kanserden hayatını kaybeden oyuncu Patrick Swayze ile başrolü paylaşıyordu. Sinema o kadar sevildi ki onu ‘Özel Bir Kadın’ (Pretty Woman, 1990) yahut ‘Aşk Mahzur Tanımaz’ (Notting Hill, 1999) üzere üretimlerle tıpkı listeye koyabiliriz. Akabinde 1993’te ‘Birkaç Güzel Adam’ (A Few Good Men) geldi; Tom Cruise ve Jack Nicholson’lı takım çok sağlamdı. Birebir yıl vizyona giren ‘Ahlaksız Teklif’te (Indecent Proposel) Moore, Robert Redford ve Woody Harrelson’la rol aldı. ‘Hayalet’teki o suçsuz bakışlar yerini seksapaliteye bırakmıştı. Lakin asıl sinema müellifimiz Uğur Vardan’ın “Dünyanın en düzgün üç direktöründen biri” dediği Ridley Scott’ın imzasını taşıyan ‘Jane’in Zaferi’nde (G.I. Jane, 1997) hoş bir iş çıkardı. ‘Kızları da alın askere’ tadındaki bu sinemada kahraman bir askeri oynuyordu ve rolü için saçlarını sıfıra vurdu. Ünlü oyuncu sinekkaydı başıyla daima magazin basınındaydı. Lakin Moore’un mesleği ne yazık ki sonrasında düşüşe geçti. Bu yıl ‘Cevher’le şeytanın bacağını kıran Moore’un 2 Mart Pazar günü düzenlenecek Oscar ödüllerinde de bahtının olabileceği söyleniyor.
ÇOCUKLARININ BABASINI YALNIZ BIRAKMIYOR
Demi Moore birinci evliliğini şimdi 17 yaşındayken rock müzik sanatkarı Freddy Moore’la yaptı, üç yıl evli kaldılar. Bruce Willis’le 1987’de evlendi. Çiftin Rumer (36), Scout LaRue (33) ve Tallulah (30) isimlerinde üç kızı oldu, 1998’de ayrıldılar. Ama alakaları hiç kopmadı. Hatta 2022’de evvel kelam yitimi denen afazi hastalığına, akabinde da demansa yakalanan Bruce Willis’in en büyük destekçilerinden biri.
Demi Moore’un bir öbür büyük aşkı kendinden 15 yaş küçük olması sebebiyle magazinin oldukça ilgisini çeken Ashton Kutcher’dı. 2005’te evlenip 2011’de boşandılar. Kutcher onu aldatıp bunu da itiraf etmişti. Aktör 2015’te oyuncu Mila Kunis’le evlendi. Moore’un alaka yaşadığı öteki isimler ortasında Timothy Hutton, Jon Cryer ve Emilio Estevez üzere oyuncular ve Daniel Humm isminde Michelin yıldızlı bir şef var.
