Kendine güvenen şova gelsin
◊ “Efsane” gösterisini yapmaya ne vakit karar verdiniz?
– Birçok kişi beni nefes koçluğu sistemini Türkiye’ye getiren kişi olarak tanıyor. Bugüne kadar 2000’den fazla koç yetiştirdim. Bilhassa bayanların güçlenmesini, özgür bir zihne kavuşarak kendi ayaklarını üzerinde durmasını sağlayan en değerli araçlar nefes ve zihin çalışmaları. Nevşah Enstitü, 25 yıldır insanlığa hizmet ediyor. Burada “Tanrıçayı Uyandır Kulübü”müz var. Burada efsane bayanı anlatıyoruz. “Efsane” gösterisiyle da daha çok bayana ulaşabilmeyi hedefliyoruz. Oyunculuk yeteneğimin zati farkındaydım. Vermek istediğim bildirisi daha âlâ verebilmek, eğitimlerde daha tesirli olabilmek ismine, bundan 15 sene evvel Londra’da oyunculuk eğitimleri almıştım. Mart 2024’te hayatımda yeni bir kapı açıldı ve oyuncu bir arkadaşımın “İlerle” demesi üzerine “Efsane”nin senaryosu üzerine çalışmaya başladım. 7 ayda yazdım. İnci Türkay ve Ayşegül Hardern ile eser üzerine çalışmaya başladık. “Dünyayı bayanlar dönüştürecek, onları da ben” mottomla 25 yıldır çıktığım yolda “Efsane kadın” trendini başlatabilmek için de bu gösteriyi yaptım.
◊ Şovunuzda yürekli ve sivri bir lisan kullanıyorsunuz. Bu lisan, sizi sahnede nasıl bir anlatıcıya dönüştürüyor?
– Gösteriyi izleyen, yakınlarım açıkçası hiç şaşırmadı. Küçük kızımla Londra gösterisi sonrası bir röportaj yapmışlar. O da “Annem bu zaten” demiş. Kendimi sansürsüz ortaya koyuyorum.
OYUNDAN ÇIKANLAR OLDU
◊ “Efsane”yi izleyen birinin aklında ya da kalbinde ne kalacak?
– “Efsane”, zihin açıcı bir şov. Gösteride, tüm samimiyetimle, izleyicilere zihnimin içini, hayatımı açıyorum. Kendi hayatımdan kesitlerle yüzde 100 gerçek ve tamamı yaşanmış olaylar üzerinden gidiyorum. Zihnindeki kalıpları yıkmaya hazır olmayan ve farkındalığı düşük insanların gösterinin yarısında çıkma ihtimalleri var. O yüzden “Bunları kaldıramayan gelmesin” diyoruz. İstanbul, Bursa, İzmir’de oyunun bitmesini bekleyemeden egosu tetiklenen 3-5 kişi oyunu yarım bırakıp çıktı. Oyunda da “Ben ego katiliyim” diyorum. “Nefs” yahut “Altın Kitabın Sırları” kitaplarımı okuyanlar varsa, ne dediğimi pek âlâ biliyor. Kendine güvenen gelsin bu gösteriye.
GÜÇLÜ İLETİLER İÇERİYOR
◊ Mizah ve şahsî dönüşüm üzere iki güçlü alanı birebir sahnede buluşturmak kolay mıydı? Bu dengeyi nasıl kurdunuz?
– “Efsane”nin senaryosunu yazarken de bu türlü bir telaşımız hiç olmadı. Şahsî gelişim benim kimliğim. Şovuma da gelseler kitaplarımı da okusalar görüntülerimi da izleseler dönüşecek beşerler. Bu kaçınılmaz. Olağanüstü dönüştürücü, güçlü iletiler içeren, beyinleri yakan, zihnin hudutlarını zorlayan bir şov oldu.
◊ Bu şov bir serinin başlangıcı olabilir mi?
– Hoş teklifler var. “Efsane”den bağımsız iki farklı tiyatro gösterisi projesi var. Bir dizi teklifi geldi lakin ne yazık ki o alana girmeme konusunda kararlıyım. Kitaplarımdan biri yahut anlattıklarım diziye çevrilmediği surece ilgilenmiyorum.
