Görkem Sevindik: Seyirci ‘Abi kendine gel sen kahramansın’ diyor

◊ “Eşref Rüya”nın Kadir’i olarak ekrana geliyorsun. Bu rolü kabul etme sürecin nasıl oldu?

– Tims&B ile aslında görüşüyorduk. “Eşref Rüya”nın senaryosunu okuyunca bayıldım. Çok güçlü bir oyuncu takımının olması da tesirli oldu. Bir de projede Çağatay Ulusoy’un olması keyifli etti beni. Zira kendisi rol alacağı proje merakla beklenen üç-dört oyuncudan biri. Onun bulunduğu iş kesinlikle kaliteli oluyor.

◊ Bu birinci makûs rolün değil mi?

– Evet. Daha evvel daima kahraman rollerini canlandırmıştım. Birinci başta kötüyü kendime yakıştıramadım. Ancak bunu da deneyimlemek, aykırı köşe yapmak istedim.

KADİR’E TEKLİFİM: FRENE BASMA, DEVAM ET!

◊ Kadir, Eşref karakterini rakibi olarak görüyor. Bir de içten içe kıskançlık durumu  var. Görkem olarak Kadir’e bir ihtar yapacak olsan ne kaygının?

– “Hiç frene basma, yoluna devam et” derdim. Hayat böyledir. Kadir’in karakteri bu. Kimi beşerler kaostan beslenir. Kadir de bu türlü. Bu ortada Kadir kıskançlıktan fazla Yakup Baba’dan istediği ilgiyi görememesine üzülüyor. Zira Eşref yokken Kadir varmış. Yakup Baba’ya da sitemi bu açıkçası.

◊ “Kadir kaostan besleniyor” dedin. Sen nelerden beslenirsina?

– Büsbütün yeterlilikten. Yeterli bir insan olmaya ve güzellik yapmaya çalışıyorum.. Birini memnun edebiliyorsam, o şahsa dokunabiliyorsam o haftayı fevkalade geçiriyorum.

◊ Berbat roldeki oyuncular linç yer vakit zaman. Sana nasıl yorumlar geliyor?

– “Abi kendine gel, biz seni kahraman olarak biliyoruz, olmadı bu. O yoldan geri dön” diyorlar. Devamlı berbat rolleri oynayan beşerlerle istişare yapıyorum, ağır küfürler yiyorlar. Ben daha ağır küfür yeme noktasına gelmedim. Sicilim pak olunca beşerler bana konduramıyor zati.

◊ Sette ortam nasıl?

– Çok keyifli. Yıllardır bu işi yapan beşerlerle hoş bir takım oluşturuldu. Üretim şirketine teşekkür ediyorum, yalnızca iş yapmak isteyenleri toplamış. O kadar memnunum ki, zira ben de o başta bir adamım. Gelelim işimizi yapalım, varsa muhabbet sohbet edelim, konutumuza gidelim.

ÇAĞATAY’LA YEMEK SOHBETİ YAPIYORUZ

◊ Başrol oyuncuları Demet Özdemir ve Çağatay Ulusoy’la en çok nelerden sohbet edersiniz?

– Genelde daima senaryo üzerine sohbet ediyoruz. Çağatay’la yemek üzerine de konuşuyoruz. Yemeği seviyor. Ben de Adanalı olarak ona nokta atışlar gösteriyorum. O denli hoş bir ortak tarafımız var. Bir boşlukta daima bir arada bir yemek tertibi yapacağız. Demet’le de hoş bir bağlantımız var. Senaryo hakkında konuşuyoruz.

◊ Bir röportajında “Bazıları bu işi meşhur olmak için yapıyor, ben ise sevdiğim için” demişsin. Pekala bu işin getirisi olan şöhretle ortan nasıl?

– Şöhret sözü bana çok afili geliyor. Ben onu daha çok tanınırlık olarak addediyorum. Aram âlâ, zira çok yurdum insanıyım. Oğlum Marsel’le her yerdeyim. Gelip fotoğraf çektiriyorlar, bunlar bu işin getirisi. Mırın kırın etmenin gerçek olduğunu düşünmüyorum. Bu sevgi çok değerli. Ben de tadını çıkarmaya çalışıyorum.

◊ Birisi fotoğraf çektirmek istediği vakit Marsel ne yapıyor?

– Çekilirken görüyorsa “Baba ben de geliyorum” diyor ve geliyor. Ben de çok keyif alıyorum bundan.

◊ Mesleğinin farkında mı?

– Evet, bazen sete de geliyor.

◊ İleride oyuncu olmasını ister misin?

– İstemem. Basketbola yönlendirmek istiyorum onu. Lakin kendisi nasıl isterse olağan.

MARSEL’DEN ÖNCESİNİ HATIRLAMIYORUM

◊ Hayatının nasıl bir dönemindesin?

– Çok keyif aldığım bir dönemdeyim. Farkındalığımın açık olduğu bir periyot. Her şey daha manalı geliyor. Oğlumla birlikte büyüyorum. Onunla vakit geçirdikçe, büyürken benden bir şey aldığını görmek beni çok memnun ediyor. Meslek manasında da çok hoş bir işin içerisindeyim.

◊ Marsel’den öncesi ve sonrasını nasıl tanımlarsın?

– Marsel’den öncesini hiç hatırlamıyorum. Marsel’den sonrası var benim için. Sonrası da öğrenme ve öğretme süreci.

◊ Baba olmanın sana öğrettiği en büyük şey ne oldu?

– Tahammülüm arttı. Marsel sayesinde daha sabredebilen bir adam olmayı öğrendim.

ARABAM TERTEMİZ OLMALI

◊ Hayattaki en büyük takıntın nedir?

– Otomobilim tertemiz olmalı. Yağmur yağsa bile otomobil yıkatıyorum. Yıkamayı da çok seviyorum, inanılmaz deşarj ediyor. Meskende de derli toplu olmayı seviyorum.

AŞK HİÇ YOK

◊ Bu ağır tempoda aşk hayatının neresinde?

– Hiç yok, sıfır. Oğlum ve iş ortasında mekik dokuyorum.

◊ Âşık olunca hangi tarafların değişir?

– Daha romantik oluyorum. Adanalı olduğumdan ötürü üretimde bir bıçkınlık var, inkâr edemeyiz lakin bağımda daha tatlı sempatik, romantik bir Görkem oluyor. Karşı tarafı daha çok düşünüyorum. Kendimizi unutuyoruz yani.

KANTİNİM VAR

◊ Dizi haricinde neler yapıyorsun?

– Bir hastane içerisinde kantinim var benim. Orası devam ediyor. Onun dışında dizi aslında tüm vaktimi alıyor. Ekstra bir şey yapmak istesem çok da verimli olacağımı düşünmüyorum.