Köyde yaşayan çok yoksul bir babanın oğlu olarak büyümüştü… Ünlü oyuncu ailesini de alıp köklerine döndü: Çiftçilik benim kanımda var!
Bazılarının bir ayağı büyük kentte kalsa da kimileri büsbütün çiftlik hayatına geçiyor. Hayatlarının geri kalanını da buna nazaran planlıyorlar.
İşte bunlardan biri de rol aldığı Vampire Diaries, Lost üzere gibi üretimlerle tanınan oyuncu Ian Somerhalder ile hem eşi hem de meslektaşı olan Nikki Reed.
‘ÇİFTÇİLİK BENİM KANIMDA VAR’
Somerhalder, karısı Nikki Reed ve biri çiftlikteki meskenlerinde doğan iki çocuğuyla birlikte beş yıldan fazla bir müddettir doğal bir ömür sürdürüyor.
Çocukluğunun da bir çiftlikte ve maddi açıdan çok güç şartlarda geçtiğini hiç saklamayan 46 yaşındaki Somerhalder ABD’de yayın yapan Fox Digital’e bir röportaj verdi bu mevzuda.
Orada da durumunu “Çiftçilik benim kanımda var” diyerek özetledi.
Somerhalder röportajda babasının Louisiana Bayou’da çiftçi olduğunu hatırlattı. Hatta konuştuğu İngilizce’nin bile o bölgenin halkına mahsus olduğunu ve diğerleriyle konuşurken çeviri gerektiğini anlattı.
Anlattığına göre Somerhalder’ın annesi de Mississippi’de toprakla uğraşmanın uygunlaştırıcı gücünü çok uzun vakit evvel keşfetmiş bir çiftçi ailesine mensup.
Uzun kelamın kısası hakikaten de Somerhalder’ın kanında çiftçilik var.
16 YAŞINA KADAR HAYATIN HOŞLUKLARINDAN HABERİM YOKTU
Ian Somerhalder, çok fakir bir aileden geldiğini ve 16 yaşında modellik yapmaya başlayıncaya kadar hayatın hoş yanlarından haberi bile olmadığını anlattı.
Babasının, çocukluğu sırasında kendisine bölgenin tabiatı hakkında çok şey öğrettiğini de söyledi ünlü oyuncu.
Bu bahiste “Doğaya verdiğinizden fazlasını ondan isterseniz dengesizlik olur. Varsayım edin bu türlü bir durumda kim kaybeder? Doğal ki biz kaybederiz. Tahminen geçmişte biz çok fakirdik lakin aslında çok zengindik” diye konuştu.
SPOT IŞIKLARINA VEDA ETTİLER
Ian Somerhalder ve 37 yaşındaki eşi Nikki Reed bundan altı yıl evvel tası tarağı toplayıp tabiatın kollarında yaşamaya gittiler. Görünüşe nazaran de bu kararlarından son derece şad kaldılar.
Somerhalder, bundan bir müddet evvel E!News’a verdiği röportajda ailesiyle birlikte sürdürdüğü bu sakin çiftlik hayatının Hollywood’un ışıltılı dünyasından çok daha tatmin edici olduğunu söyledi.
Somerhalder. Sonra da kelamlarını şöyle sürdürdü: “Kimseye nispet yapmaya çalışmıyorum lakin bu hayat çok daha bereketli ve beşere kendini çok daha aziz hissettiriyor.”
‘BU HAYATIN DA ZORLUKLARI VAR’
Yine de ünlü oyuncu bu hayatın zorlukları olduğunu da eklemeden geçmedi. Çiftlik hayatının “ödül gibi” birçok yanı olduğunu lakin bunun da birtakım başarısızlıklardan geçmeden elde edilemeyeceğini kelamlarına ekledi.
Ian Somerhalder ” Ektiğiniz kimi şeylerin işe yaramadığını görüyorsunuz. Fakat kimilerinin da işe yaradığını fark ediyorsunuz” diye anlattı bu durumu.
Çiftlikte yaşamanın insanları kendi ailesine ve çocuklarına yaklaştırdığı üzere birebir formda komşularıyla da hayatı paylaşmaya yönelttiğini kelamlarına ekledi.
Oyuncu, iki küçük çocuğunu da bu hayatın içine etkin olarak dahil ettiğini de belirtti. Bu biçimde de hem toplumla hem de tabiatla güçlü temas kurmalarının yolunu açtığını söyledi.
YİYECEKLERİNİN BİRÇOKLARINI KENDİLERİ ÜRETİYORLAR
E! News’a, gözlerden uzak bir çiftlikte yaşamanın nasıl olduğunu anlattı Ian Somerhalder. Bunun Hollywood usulü ömürden çok daha huzur dolu bir hayat olduğunu söyledi.
Sonra da kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bir sürü iş var. Bu denli hayat formunu bir ortada görmek inanılmaz. Ve bütün bu farklı hayat formlarının çiftlikte nasıl bir ortada hayata tutunduğunu görmek harika.”
Ian Somerhalder’ın anlattığına nazaran ünlü çift, yedikleri yiyeceklerin birçoklarını kendileri üretiyorlar. Çiftliklerinde yiyebilecekleri sebzelerin yanı sıra lavantadan biberiyeye kadar çeşit çeşit bitki yetiştiriyorlar. Ayrıyeten ortalarında inek, eşek ve keçilerin de bulunduğu tam 18 tane da hayvan besliyorlar.
KÜÇÜK OĞLUNU BU ÇİFTLİKTE DÜNYAYA GETİRDİ
Bu ortada Ian Somerhalder ve Nikki Reed’in ikinci bebeği de hastane yerine bu çiftlik meskeninde dünyaya geldi.
Doğum sırasında yanında kendisine yardımcı olan iki ebe bulunan Reed, bunun “dönüştürücü” bir tecrübe olduğunu söylemişti.
Hatta o sırada çekilen fotoğraflarından kimilerini da toplumsal medya hesabından takipçileriyle paylaştı Reed.
İKİ ÇOCUĞU İÇİN YAZILMIŞ BİR AŞK MEKTUBU: Somerhalder ve Reed’in tabiatın içinde yaşamasının tek maksadı huzuru bulmak değil. Birebir vakitte hem kendi çocuklarının hem de dünyanın geleceğine de olumlu bir katkı sunabilmeyi hedefliyorlar. Somerhalder çiftlik hayatıyla kendi mesleğini, “Kiss the Ground” ve “Common Ground” isimli belgesel projeleriyle de birleştirdi. Bu iki proje, tarım topraklarını düzgünleştirmeye ve iklim değişikliğiyle çaba etmeye yönelik bir şuur oluşturmayı amaçlıyor. Somehralder’ı bu sinema projelerinde ünlü meslektaşlardı Woody Harreson, Jason Momoa, Rosario Dawson da yalnız bırakmadı. Ünlü oyuncuya nazaran bu belgeseller iki çocuğuna yazılmış bir aşk mektubu birebir vakitte.
