TTF Başkanı Müderrisgil: Vizyonumuz ‘Herkes için tenis’

Türkiye Tenis Federasyonu’nun işlevlerinden birinin tenis sporunun her yaş ve düzeyde yaygınlaştırılması olduğunu söyleyen Lider Şafak Müderrisgil 9-22 Mart 2025 tarihleri ortasında Antalya Ali Bey Club Manavgat’ta düzenlenecek Memleketler arası Tenis Federasyonu (ITF) master takviminin en itibarlı turnuvası olan ITF World Tennis Masters Tour Dünya Şampiyonası öncesi Hürriyet Gazetesi’ne özel röportaj verdi.

– Öncelikle Türkiye’de yelkenle birlikte 2 bayan federasyon liderinden birisiniz. 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’ne özel olarak sormak isterim; bayan eli değmiş federasyonun artıları nelerdir?

Çok hoş bir soru, çok teşekkür ediyorum. Dediğiniz üzere tenis ve yelken iki kadın federasyon başkanı tarafından yönetiliyor. Tenise baktığımızda aslında bayanın eşit temsil edildiği az alanlardan biri. Tenis bu manada neredeyse yüzde elli, yüzde elli gidiyor. Bununla da gurur duyuyoruz. İdare konseyine baktığımızda da bizim idare heyetimizin yarısı da bayan yöneticilerden oluşuyor. Alışılmış ki uzman bayan yöneticiler tarafından oluşturuldu idaremizin yarısı.

Burada bizim için tenis dünyasında, tenis ekosisteminde daha çok bayan tenisçinin, daha çok kız çocuğunun olması ve tenisle tanışması çok lakin çok kıymetli. Tabana yayılma stratejimiz içerisinde ki biz buna “Herkes için tenis” ismini veriyoruz, o denli bir vizyonumuz var. Herkes için tenis vizyonu çerçevesinde bilhassa bayanların tenise iştiraki, kız çocukların tenisle tanışması, onların katılması bizim zati gayelerimiz başında diyebilirim. Yakın tarihe baktığımızda dünya sıralamasında çok yüksek yereler yerleşen ulusal tenisçilerimizi görüyoruz. Örneğin İpek Soylu. Geçmişte çok büyük muvaffakiyetleri olan ulusal tenisçimiz şu anda idare heyetimizde. İpek Soylu’nun yanı sıra Zeynep Sönmez, Çağla Büyükakçay, İpek Öz, Berfu Cengiz üzere tenisçilerimiz kız çocukları için birer rol model olarak vazifelerini yapıyorlar ve bizi adeta bir öteki platforma taşıyorlar. Bununla gurur duyuyoruz. Bu vesileyle olağan ki tenis ekosistemimizde olsun ya da olmasın tüm bayanların ve kız çocuklarının Dünya Bayanlar Günü’nü de kutluyorum.

– Zeynep Sönmez’in yaşadığı şanssız sakatlık sonrası Miami Açık’ta kortlara döneceğini söylemiştiniz. 77. sıraya kadar yükselmiş ve kusursuz bir grafik yakalamış atletin sakatlık sonrası performansının nasıl olacağını bekliyorsunuz?

Zeynep Kasım 2024’te WTA’de birinci şampiyonluğunu elde etti ve 91. sıraya yükseldi. Adeta bizi sevince gark etti, çok memnun etti. Ülke olarak bundan çok büyük gurur duyduk. Akabinde 3 ay üzere bir müddette 77. sıraya kadar yükseldi. Bu Türk tenisi için çok hoş bir sonuç. Çok süratli ilerledi hakikaten. Ne yazık ki Indian Wells’te sol dizinden geçirdiği bir sakatlık nedeniyle şu an dinlenmede. Lakin sıhhat durumu denetim altında. 2 hafta sonra Miami’de inşallah tekrar kortlara dönecek.

Kendisi elinden geleni yapıyor uygun bir dönüş için. Alışılmış biz de elimizden gelen tüm takviyesi kendisine veriyoruz. Burada kendisine tekrar geçmiş olsun demek istiyor, en kısa vakitte güzelleşip kortlara dönmesini ve meslek seyahatine devam etmesini diliyoruz.

– Yakın vakitte gerçekleştirilen tenis çalıştayı sonucu ortaya çıkan ‘Tenis Elçileri’ projesinin, tenisi gençler ortasında daha yaygın ve sevilen bir spor haline getirebilir mi? Tenisin gerek ekipmanların gerek kortların herkes için ulaşılabilir olmamasından dolayı birçok çocuk hiç tenis sporuyla tanışmadan büyüyor. En azından birinci ve orta okul çağındaki her çocuğu raketle tanıştırmak için çalışmalarınız var mı?

Göreve geldikten bir ay sonrasında bir çalıştay düzenledik. 14 Aralık 2024’te. Bu çalıştayda amacımız tenis ekosistemimizin tüm paydaşlarını bir ortaya toplamak, tenisin meselelerini ve potansiyelini konuşmaktı. Çok başarılı bir çalıştay oldu. Natürel bu çalıştay raporu tıpkı vakitte bilimsel bir çalışmaydı ve bilgi toplamayı hedefliyordu. Orada bir SWOT tahlili yaptık. Yani güçlü yanlarımız nedir, zayıf yanlarımız nedir, tehditler ve fırsatlar nedir? Rapor bize gösteriyor ki Türkiye’de tenisi tabana yaymamız gerekiyor. Tam manasıyla tabana yayılmamış bir durum kelam konusu. Tenisi tabana yaymak, yaygınlaştırmak, spor kültürünü kitlelere yaymak, vilayet bazında, bölgesel seviyede yaygınlaştırmak için Tenis Elçileri Projesi’ni itibariyle devreye soktuk ve bir ilanda bulunduk. Her vilayette bir tenis elçisi arıyoruz. Her vilayetimizde bir vilayet temsilcimiz var tenis için Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla birlikte belirleniyor vilayet temsilcilerimiz. Daha çok kamu tarafını temsil ediyorlar. Tenis Elçileri ise aslında o vilayette bulunan tenis severler, tenis kulüpleri, tenis oynayanlar, tenis izleyicisi. Her vilayette tenis kültürünü yaygınlaştırmak, tenisi anlatmak, daha çok daha büyük kitleleri tenise çekmek için bir istekli ordusu kurmayı hedefledik. Bunun için de tenis elçilerimizle birlikte çalışacağız. Tenis elçilerimiz burada bizim birer tahlil ortağımız olacaklar. Toplanan müracaatlar pahalandırılacak ve 18 Mart günü her ilin tenis elçisi ilan edilecek. Akabinde Nisan ayının birinci haftasında gerçekleştireceğimiz seminere hem tenis elçilerimizi hem de vilayet temsilcilerimizi davet edeceğiz. İki gün olarak gerçekleşecek seminerde hem gönüllülük eğitimi verilecek hem de tenisi vilayet bazında nasıl yaygınlaştırabiliceğimizi tartışacağız. Eğitim ve panellerle dolu seminerden sonra aksiyon başlayacak. Her vilayette aslında bir aksiyon planıyla projeyi işletmeye başlayacağız. Akabinde ölçmeye ve izlemeye başlayacağız. Gerektiği vakit gerekli ekleri, revizyonları yaparak önümüzdeki üç buçuk yıl boyunca bu projeyi hayata geçireceğiz. Natürel ki burada tabana yayma evresinde gençlere ve çocuklara ulaşmak da çok değerli. Bunun içinde başka bir proje hazırlığı içindeyiz. Burada onun birinci haberini size vermiş olayım. Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Orada da Ulusal Eğitim Bakanlığı ile birlikte iş birliği yaparak aslında 81 vilayetimizi kapsayan bir projeyi yakında ilan etmeye hazırlanıyoruz. Onun da ayrıntıları o vakte kalsın müsaadenizle…

– Fabrika Voleybol’un hayata geçirilmesi ve alt yapıların geliştirilmesinin akabinde hepimizin göğsünü kabartan muvaffakiyetler geldi. Tenis için de ‘Tenis Elçileri Projesi’ tıpkı maksatlar için mi hayata geçiriliyor?

Voleybol sahiden çok hoş bir örnek ülkemizde. Biz de çok feyiz alıyoruz. Mehmet Akif Üstündağ liderimle sık sık görüşüyoruz. Örnek alınması gereken bir model. Yatırım yapmadan tabana yatırım yapmadan başarılı olmak mümkün değil. O tabanı oluşturmak sporda her spor kısmında çok değerli. Her çocuk rakete, topa, tenis kortuna ulaşamıyor.İşte bizim vazifemiz aslında burada kolaylaştırıcı olmak. Hem kamu kaynaklarını hem özel dal kaynaklarını hem de STK’ları bir ortaya getirerek burada tenisi herkes için ulaşılabilir, erişilebilir yapmaya çalışacağız. Biz de natürel ki tenis için hoş bir örnek oluşturmaya çalışıyoruz. Bir model oluşturmaya çalışıyoruz ve bu yolun taşlarını döşüyoruz.

– Birçok milletlerarası tertibi Türkiye’de gerçekleştiriyorsunuz? Antalya’da yalnızca Mart ayında 4 tertip birden var. Antalya, tenis turizmi açısından nasıl bir potansiyele sahip? Pekala bu tertiplerin Türkiye’de düzenlenmesi, ülkemizin memleketler arası tenis arenasındaki pozisyonunu nasıl etkileyecek?

Ramazan ayı sahiden de çok bereketli bir ay oldu bizim için. Bugün buradayız. 9-22 Mart tarihleri ortasında ITF Masters Dünya Şampiyonası gerçekleşiyor. Burada 30 ülkeden 126 kadro, 850’nin üzerinde atletin yarıştığı bir ortamdayız.

30-45 yaş aralığında dört farklı kategoride gerçekleşecek bu turnuvalara ve biz de ulusal grup olarak 32 bireyle katılıyoruz. Kendilerine muvaffakiyetler diliyorum. Olağan bu ne demek? Dünyanın her bir yanından 850’nin üzerinde insan burada. Muazzam bir görüntüyle karşı karşıyayız. Antalya çok tercih ediliyor. Bir tenis destinasyonu haline geldi. ITF, Tennis Europe üzere milletlerarası kuruluşlar tarafından her vakit öncelikle tercih edilen bir ilimiz Antalya. Bu da yüzümüzü ağartıyor ve gurur duyuyoruz. Çağdaş tenis altyapısıyla bu muhtaçlığa karşılık verebiliyor ve giderek de gelişiyor. Epey istekli geliyor milletlerarası kuruluşlar ve oyuncular bize. Tıpkı vakitte döviz girdisi manasına geliyor. Tenis turizmi giderek gelişiyor ve biz de bunun takipçisiyiz.

Mart ayında gerçekleşecek öteki turnuvalar şunlar:

Tekerlekli sandalye tenisi Avrupa elemeleri, 19-23 Mart tarihleri ortasında yeniden burada Club Alibey’de gerçekleşecek. Akabinde yeniden tekerlekli sandalye dünya şampiyonası, 6-11 Mayıs tarihlerinde burada gerçekleşecek. Bizim de üyesi bulunduğumuz Tennis Europe’un yıllık genel kurulu her yıl bir ülkede yapılır. 2025 yılı için Türkiye seçildi.Bu kere Antalya Limak Otel Atlantis Belek Oteli’nde 20-22 Mart tarihlerinde 40’a yakın ülkeyi ağırlayacağız. 300 konuğumuz olacak. Bunların hepsi bu ülkelerin federasyon liderleri ve CEO’ları olacak. Bunlar doğal bizim için çok büyük gurur vesilesi. Gün geçtikçe Antalya’ya olan ilgi artıyor. Bundan çok mutluyuz.

– A Ulusal Erkek Tenis Kadromuzun Eylül ayında Sırbistan ile karşılaşacak. Kazanırsak birinci kere elemelere yükselme talihimiz olacak. Tahminen de Türk tenisi için bu kritik virajı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bahtımızı nasıl görüyorsunuz?

Şimdi Davis Cup o denli bir turnuva ki iki ülkenin ulusal ekipleri karşı karşıya geliyor. Ulusal kadrolar karşı karşıya geldiğinde ulusal hisler şaha kalkıyor. 1-2 Şubat’ta İstanbul’da çok hoş bir turnuvaya konut sahipliği yaptık ve Meksika’yla karşılaştık. Namağlup olarak tamamladık. 5-0 üzere harika bir skorla yendik. Lakin Davis Cup’ın bir özelliği de ülkeleri bir ortaya getirmesi, bir dostluk ortamı ve fair-play ortamı yaratması. Bu sahiden en az sportif muvaffakiyet kadar değerli. Artık de 13-15 Eylül tarihleri ortasında dünya 15. sıradaki Sırbistan’la karşılaşacağız. Türkiye ise 33. sırada. Alışılmış ki Sırbistan bizden daha güçlü bir ülke. Novak Djokovic’in çıktığı bir ülkeden kelam ediyoruz. Bunu iki taraflı görmek lazım. Hem orada bir fırsat var, hem bir tehdit var. Alışılmış ki kolay bir müsabaka olmayacak. Ancak birebir vakitte bu türlü bir ortamda ulusal kadromuzun Sırbistan’la müsabakasının çok bedelli olduğunu düşünüyorum. Erhan Oral hocamız liderliğinde ulusal grubumuzun en âlâ biçimde hazırlanacağını biliyorum. Onlara güveniyoruz ve en düzgününü yapacaklarına inanıyoruz. Kazandığımız takdirde de tarihimizde birinci kere Qualifiers kümesine yükseleceğiz. Davis Cup’ı heyecanla bekliyorum.