Futbol Konseyi: Bizim derbimiz maalesef büyük hayal kırıklığı!’
Hürriyet müellifleri Uğur Melek, Güntekin Onay, Mehmet Arslan ve Fırat Aydınus Futbol Kurulu’nda golsüz beraberlikle sona eren dev derbiyi tahlil etti.
Derbide Vincic’in performansını ve Beşiktaş başta olmak üzere öteki kulüplerin yabancı hakem isteğini nasıl değerlendirirsiniz?
MEHMET ARSLAN: SLOVKO VINCIC ŞAHANE MAÇ YÖNETTİ
Maçı izlerken hissiyatım şuydu; “Ey Türk hakemleri, yıllarca nasıl tahammül etmişiz size.” En küçük temasa düdük çalan, bir maçı 110 dakikada bitiren, sahtekarlığa müsaade veren, büyük kadro oyuncusuna kart göstermekten korkan hakemlere alıştık. Kimse TFF’yi eleştirmesin. Şahane bir maç yönetti Vincic. Öyleyse, yaşasın Vincicler.
GÜNTEKİN ONAY: HERKES YETERLİ NİYETLİ OLMALI
Vincic açısından sıkıntı bir maç olmadı. Oyuncuların Türk hakemlere oranla Sloven hakemin otoritesine daha fazla hürmet duyduklarını gördük. Oyuncular âlâ niyetli olurlarsa hakemin işi de kolaylaşıyor. Artık hakemler üzerinde baskı kurmaktan vazgeçip alana ve oyuna odaklanmanın vakti gelmedi mi! Beşiktaş-Trabzon maçında iki taraf da yalnızca oyuna odaklanınca hakem için kolay bir maç olmuştu. Hakemler olağan ki istenilen düzeyde değil lakin birtakım teknik adamlar ve futbolcular hakemlerin üzerindeki baskıyı artırıyorlar
UĞUR MELEKE: SEÇKİN HAKEMLER GELİRSE KATKI YAPAR
Ben Muhteşem Lig’e 5 büyük ligden seçkin kategori hakem getirilebilirse katkısı olabileceğini tekrarladım birkaç sefer. Muhteşem Lig’de maçlar ortalama 100 dakika sürüyor lakin top oyunda 51 dakika kalıyor. En büyük meselemiz oyunun çok durması. Çok fazla kesik kesik oynanması. Atletlerimiz Muhteşem Lig’de çok fazla dinlenerek oynadıkları için Avrupa’da tempolu rakiplere karşı maçları bitiremiyorlar. Benim yabancı hakemden beklentim, oyun müddetini 60 dakikaya çıkarmaları.
FIRAT AYDINUS: ASIL SORUN HÜRMET VE GÜVEN
Evet, bir derbi günü kurtarıldı. Pekala ya bundan sonra ne bekliyor bizi? Ferhat Gündoğdu bu hususta ne düşünüyor. Ya da düşünmeye gerek duyuyor mu? Vincic’in idaresi o denli ahım şahım değildi. Futbolcuların temkinli yaklaşımı ile yabancı hakem olma avantajını kullandı. Örneğin toplu itiraz görmedik. Demek ki asıl sorun hürmet ve itimat yokluğu.
Seyrantepe’de dağ fare doğurdu, derbi 0-0 bitti. Topun 49 dakika oyunda kaldığı, 4 isabetli şutlu derbiyi nasıl buldunuz?
UĞUR MELEKE: CiTY-LiVERPOOL EŞLEŞMESiNDE EN SON 7 SENE EVVEL 0-0 VAR
96 dakika brüt oyun müddetinin yalnızca 49’unda top oyunda kalmış. Toplam 35 faul, 47 taç, 8 aut atışı derken yanlış hesaplamıyorsam 97 sefer de oyun durmuş. Üst üste 5 pas yok neredeyse. Olağan ki bir ligin simge maçında daha fazla futbol izlemeyi umut edersiniz. Barcelona-Real ortasındaki son 10 maçta bir tane 5-2, bir tane 4-1, iki tane 4-0, bir tane 3-2, iki tane 3-1’lik sonuç çıkmış. El Clasico’da en son 2019’da bir maç golsüz bitmiş. Daha birkaç gün evvel City-Liverpool maçını seyrettik hepimiz. Kemiksiz futbol vardı alanda. O eşleşmede de en son 7 sene evvel bir maç 0-0 bitmiş. Orada baskı yok mu? Daha fazlası var. Maalesef büyük hayal kırıklığı bizim derbimiz.
MEHMET ARSLAN: BU BERBAT FUTBOL BASKI VE GERİLİM Üzere MÜNASEBETLERLE AÇIKLANAMAZ
Mücadeleyi olağanüstü buldum ancak ortaya konan futbolu beğenmedim. Büyük bir heyecanla beklediğimiz maçta ne yazık ki, dağ fare doğurdu. Baskı, gerilim üzere bir ekip münasebetlerle açıklanamaz bu makus futbol. Birebir baskıyı dünyanın önde gelen tüm kadroları hissediyor. Onlar berbat oynamıyor lakin. Endişenin alana hükümran olduğu bir derbiydi. Okan Buruk, “Aman kaybetmeyeyim”, Jose Mourinho ise, “Gol yemeyelim, 1 tane atalım yeter” anlayışı.
GÜNTEKİN ONAY: HiÇ KiMSE KALEYE ŞUT ATILMAYAN BiR MAÇI SEYRETMEK iSTEMEZ
Derbide oynanan futbol kimseyi keyifli etmedi. Futbol görsel bir şölen. Kazanmanın ötesinde insanları eğlendirmek bu işin değerli bir kesimi. Kimse, kaleye şut atılmayan, gol konumunun olmadığı bir maçı seyretmek istemez. Kimse bir basketbol maçının 50-45 bitmesini istemez. İki grubun da âlâ savunma yaptığı bir gerçek fakat atakta hiç risk almadan, çoğalmadan pasif bir futbol sergilediler. Güreşte bile pasif güreşen atlete ihtar veriliyor. Bu kadar değerli takımlar izleyiciye daha fazla futbol sunmalıydı.
FIRAT AYDINUS: 520 MiLYON EURO’LUK iKi KADRONUN MAÇINDA GOL BEKLENTiSi YALNIZCA 0.82
Puan tablosunda birinci ve ikinci… Şampiyonluğa oynayan iki grup… Toplam piyasa bedelleri: 520 milyon Euro. Toplam yabancı sayıları: 33. Toplam ulusal futbolcu sayıları: 30. Maçın brüt müddeti: 96 dakika. Topun oyunda kaldığı mühlet: 49 dakika. 96 dakika içindeki gol beklentisi: 0.82. Net durum sayısı: 2. Gol: 0. 35 faul, 7 sarı kart. Oyun nasıldı mı? “Hakem yabancıydı, yerliydi, güzeldi, berbattı, gerekliydi, gereksizdi vs., vs. vs.”
G.Saray, 6 puanlık farkı koruduğu için beraberliğe doğal ki daha olumlu bakacak. Okan Buruk’un derbideki stratejisiyle ilgili görüşünüz nedir?
GÜNTEKİN ONAY: OKAN BURUK’UN Ataktaki SIKINTILARA DEVA BULMASI ŞART
Galatasaray’ın akan oyunda durum üretmekte son devirde önemli meseleleri var. Sarı kırmızılıları izlerken gol beklentisi yalnızca duran toplar ve Victor Osimhen’in ferdî uğraşı üzere gözüküyor. Barış Alper Yılmaz çok çalışkan lakin yaratıcı ve yetenekli değil. Öteki kanatta oynayan Roland Sallai üretken değil, rakip için tehdit oluşturmuyor. Dries Mertens de olmayınca Galatasaray’ın konum üretmesi yeterlice güçleşiyor. Okan Buruk’un Galatasaray’ın ataktaki meselelerine deva bulması kural. Ayrıyeten Gabriel Sara’da da büyük düşüş olduğu görülüyor. Aylardır skor katkısı yapamıyor.
UĞUR MELEKE: ELDEKi TAKIMA UYMAYAN DiZiLiŞ FANTEZiLERiNiN BEDELi AĞIR OLDU
Okan Buruk’un elindeki oyuncu listesine uymayan diziliş fantezilerinin bedelleri ağır oldu: Harika Kupa’da ikinci yarıda Dries Mertens’i çıkarıp 4-4-2’ye döndü, 5-0 oldu maç. Young Boys önüne Michy Batshuayi’yle 4-4-2 ile çıktı, Şampiyonlar Ligi gitti. Malmö önünde 3’ü savunmayla 2 puan gitti, kümelerden direkt terfi talihi kayboldu. Alkmaar’daki maça üçlüyle çıkıp Avrupa’ya veda etti. Şayet artık bu fantezilerden vazgeçilip, klasik 4-2-3-1’e döndüyse bir eşiği aştı bence Okan Buruk. Futbolsuz derbide de beraberlik Galatasaray’ın lehine elbette.
FIRAT AYDINUS: 4’LÜ SAVUNMAYI TERCiH ETMESiNiN SEBEBi 6 PUANLIK FARKI KORUMAKTI
Okan Buruk derbide 4’lü savunmayı tercih etmesinin temelinde yatan en kıymetli etken 6 puanlık avantaj ve galip gelinmese de bu puan farkını koruma etme kanısıydı. Nihayetinde skora baktığımızda bunda da muvaffak olduğunu görebiliriz. Aslında iki grubun şampiyonluk gayreti üzerinden okuduğumuzda; Galatasaray kazanamasa da bu farkı koruyarak bir derbiyi kendi açısından kayıpsız noktaladı diyebiliriz. Bu sonuçla Fenerbahçe ile ortasındaki arayı korumuş oldu. Bir nevi derbide istediğini alan taraf Galatasaray ve Okan Buruk oldu.
MEHMET ARSLAN: OKAN BURUK, LEMiNA TERCiHi iLE MAÇI GOLSÜZLÜĞE BAĞLADI
Beraberlik kadar yarıyordu Galatasaray’a. 6 puan artı averaj avantajı devam edecekti. Okan Buruk’u bu manada anlıyorum. Lakin 0.12 gol beklentisi beni şaşırttı. Genlerinde atak olan bir kadrosu dizginledi. 4’lü savunma ve Mario Lemina tercihi ile maçı golsüzlüğe bağladı. Son haftaların formda Fenerbahçe’si karşısında savunmaya anlayışını anlarım. Lakin hamlesi neredeyse hiç düşünmemesine katılmıyorum. Lakin ne derler bilirsiniz; “Kazanan her vakit haklıdır.”
Fenerbahçe, derbide önder Galatasaray’la 6 puanlık farkı kapatma talihi bulamadı. Nasıl buldunuz sarı lacivertlilerin oyununu?
MEHMET ARSLAN: YÜREKLİ DEĞiLDi ZİRA KAYBETMENiN NASIL YARALAR AÇACAĞINI BiLiYORDU
İlk 15 hafta boyunca Jose Mourinho’ya daima eleştirel gözle yaklaştım. Ne kadro ne kişisel manada gelişme kaydedemiyordu Fenerbahçe. Ancak ikinci yarı ile birlikte oluşturduğu kadrosu görmeye başladık. İstikrarlı bir Fenerbahçe. Rakibe durum vermeyen, kupa kazanmanın öncelikle kaybetmemekten geçtiği anlayışını savunan grup oluşturdu Portekizli. Derbide gözü pek değildi… Değildi zira Galatasaray’a kaybetmenin nasıl yaralar açacağını ve inşa ettiği her şeyin 1 dakikada yıkılacağını biliyordu. Derbiyi kazanamadılar lakin kadro oldular.
UĞUR MELEKE: MOURiNHO’DAN GALiBiYETi BiRAZ DAHA FAZLA ZORLAMASINI BEKLERDiM
Bir Jose Mourinho klasiği. 2004-05’te Chelsea’yi şampiyon yaparken ligde 12 maçın sonucu 1-0, 4’ünün de 0-0… Lakin Fenerbahçe’nin önder Galatasaray’dan 6 puan gerideyken galibiyeti biraz daha fazla zorlamasını beklerdim. Jose Mourinho maçta 4 oyuncu değişikliği yaptı: Stoper çıkardı stoper soktu. Sağ bek çıkardı, sağ bek soktu. Forvet çıkardı, forvet soktu. Pozisyonel bir risk almadı. İrfan Can Kahveci kenarda kaldı mesela. Son dakikada kazanılan korneri Anderson Talisca’nın ön direğe vurup harcaması bile dikkat cazibeli.
GÜNTEKİN ONAY: GALATASARAY’I BU TÜRLÜ YAKALAMIŞKEN KAZANMANIN BiR YOLUNU BULMALIYDI
Mourinho’nun tahminen başlangıç stratejisi doğruydu fakat maçın devamında son yarım saate girilirken kazanmak için ofansif ataklar yapmadı. Galatasaray’ı problemli bir periyodunda bu türlü yakalamışken kazanmanın yollarını bulmalıydı. İkili averajla birlikte Galatasaray’ın 7 puanlık bir averajı var. Mourinho’nun önüne bir daha bu türlü bir maç gelmeyecek. Bence her şeyi göze alıp tüm gücüyle rakip kaleye bir formda çullanmalıydı. Fenerbahçe’nin oynadığı futbol bilhassa ofansif akıcılık bakımından çok yetersizdi. Bu kadar değerli bir takımın yalnızca bir tane karambol durumu üretebilmesi kabul edilebilir değil.
FIRAT AYDINUS: BAŞLARINDA ‘KAZANAMIYORSAN KAYBETME’ Fikri DE VARDI
Özellikle ikinci devre göz önüne alındığında Fenerbahçe Galatasaray’dan bir adım öndeydi. Bu durum istatistik tablolarına da yansıdı. Atılan şut, gol beklentisi, ceza alanında topla buluşma ve kaçan net konumlar paralelinde 3 puana daha çok muhtaçlığı olan kadro Fenerbahçe olsa da, yeniden de oyunun genelinde başlarının bir tarafında ‘kazanamıyorsan kaybetme’ kanısının hakim olduğu yansımalara şahit olduk.
