Kariyerine başladığı 1960’lardan bu yana yarım asırdan fazla bir müddettir kamera karşısında… Kaç unutulmaz karaktere hayat verdi, kaç mükafatlar kazandı… Bunların yanı sıra tanınmış bir aktivist gençlik yıllarından bu yana. Natürel ki onun üzere birinin aşkları, evlilikleri hülasa özel hayatı da her vakit gündemde oldu.
Üstelik artık 80’li yaşlarının sonuna geldi. Hasılı çok yaşanmışlığın üzerine söyledikleri de dikkate paha çeşitten…
HAYATININ NEREDEYSE TAMAMINI KAMERA KARŞISINDA GEÇİRDİ
Bu anlattığımız kişi, hayatının neredeyse tamamını kameralar karşısında geçiren Jane Fonda.
21 Aralık 1937’de dünyaya gözlerini açtı Jane Fonda… Bir öbür deyişle bundan altı ay sonra 87 yaşını bitirecek. Yani yaşı çoktan kemale erdi.
Bundan iki yıl evvel kansere yakalandığını açıklayan Fonda, onu da atlattı. O periyotta hastalığının tedavi edilebilir bir tıp olduğunu belirten Jane Fonda, hayatını da çok yavaşlatmadı, kendini konutuna kapatmadı.
Hollywood sinemasının yaşayan efsanelerinden biri olarak nitelendirilen Jane Fonda son birkaç gündür de yaptığı açıklamalarla gündemde…
BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEYİ TERCİH EDİYOR
Harold Sun isimli gazeteye bir röportaj veren Jane Fonda, aslında kendini genç ve enerjik hissettiğini saklamadı. Usta oyuncu o röportajda “88 yaşına giriyorum ve her açıdan kendimi genç hissediyorum” diye konuştu.
Sonra da kelamlarını şöyle sürdürdü: “Vücudum yaşlanıyor, kanser geçirdim. Lakin yeterli olma hissi açısından bardağın daima dolu tarafını görüyorum.”
Jane Fonda 1980’li yıllarda aerobik akımının öncülerinden biri olmuştu. Her vakit kendine çok düzgün bakan yıldız, özellikle yaşı ilerleyip kanser atlattıktan sonra bu bahse daha fazla yük vermeye başladı.
Hatta babası ünlü oyuncu Henry Fonda’nın 70’li yaşlarda kalp hastalığına yakalandığını hiç unutmadı ve kendisi de tıpkı sorunu yaşamamak için gayret gösterir oldu.
‘İNSAN, SIHHATİNE GENÇ YAŞTA İHTİMAM GÖSTERMELİ’
Söylediğine nazaran Jane Fonda, bir insanın gençlik yıllarından itibaren sıhhatine itina göstermesi gerektiğine inanıyor. Bu bahiste “İnsan gençlik yıllarında sıhhat konusunu biraz hafife alır. Ancak bu periyot bu bahiste temellerin atıldığı dönemdir” diye konuştu.
Aslında kendine bakmak ve sağlıklı ilgili söyledikleri de çarpıcı Fonda’nın “Yaşlandığınızda her şey sağlıklı olup olmadığınıza bağlıdır. Lakin ben sağlıklıyım. Babam, benim şu anda olduğumdan 10 yaş daha gençken ölmüştü. Çok yaşlı görünüyordu zira kalp hastalığı vardı. Her şey vücudunuzu esnek ve güçlü tutmanıza bağlı.”
Aslında kimsenin hayatının ne vakit biteceğini kimse bilemez… Lakin yeniden de Jane Fonda, yaşı artık kemale erdiği için bu dünyada fazla vakti kalmadığını düşünüyor.
‘EVİMDE VE BENİ SEVEN BEŞERLER YANIMDAYKEN ÖLMEK İSTİYORUM’
Hatta nasıl ölmek istediğini bile kendi başında planlamış… “Evimde, beni seven beşerler etrafımdayken son nefesimi vermek istiyorum” diye anlattı bunu da.
Jane Fonda, 2023 yılında verdiği bir röportajda mevtten korkmadığını da itiraf etmişti. Hatta bunun kendisine bir macera üzere göründüğünü de ekledi O röportajda.
Onun korktuğu apayrı bir şey söylediğine nazaran… “Gerçekten korktuğum tek şey hiçbir şey yapacak vaktim kalmadığı için hayatımın sonuna pişmanlıklarla ulaşmak.”
Her ne kadar hayatının sona ermesinden korkmuyor olsa da Jane Fonda “Gitmek istemiyorum… Hala yapmam gereken çok şey var” diye konuştu o röportajda.
BABASI, KARDEŞİ VE YEĞENİ DE OYUNCU OLARAK TANINDI
Beyazperdenin birkaç devrine damgasını vuran son yıllarda da vakte direnen gücü ve imgesiyle konuşulan Jane Fonda, beyazperdeye jenerasyonlar uzunluğu emek veren bir aileden geliyor.
Babası Henry Fonda, devrinin en ünlü sinema ve tiyatro oyuncularından biri.
Annesi Frances Ford Seymour da yeniden kendi periyodunun önde gelen sosyetikleri ortasında yer alıyordu. Fonda’nın annesi, kendisi şimdi 12 yaşındayken canına kıydı.
Sadece oyuncu değil tıpkı vakitte bayan hakları, insan hakları ve hayvan hakları aktivisti olarak da tanınan Jane Fonda 21 Aralık 1937’de New York’ta dünyaya geldi. Ünlü Actor’s Studio’da eğitim gören Fonda, daha sonra Paris’e gitti ve orada çeşitli sanat kısımlarında eğiti gördü. Babası üzere evvel tiyatroyla mesleğine başladı. Akabinde sinemaya adım attı. 1960 yılında Tall Story isimli sinemada birinci olarak kamera karşısına geçti. Akabinde da uzun ve başarılarla dolu sinema mesleği geldi. Fonda ilerleyen yaşına karşın hem mesleğini hem de aktivistliği sürdürüyor.
AEROBİK ÇILGINLIĞININ ÖNCÜSÜ:Jane Fonda’nın hafızalara kazınmasının bir diğer nedeni de 1980’lerin başında bütün dünyayı tesiri altına alan aerobik akımına öncülük etmiş olması. Takvimler 1982’yi gösterirken bu aerobik çılgınlığı evvel ABD’de bütün bayanları sarıp sarmaladı. Akabinde da bütün dünyaya yayıldı.
‘HANOI JANE’İN BEDELİ AĞIR OLDU
Jane Fonda, gençlik yıllarında Vietnam savaşına olan zıtlığıyla da ön plana çıktı. Kuzey Vietnam’a düzenlenen bir seyahate katılan Fonda, Amerikan uçaklarını düşürmek için kullanılan bir uçaksavarın üzerinde gazetecilere poz verdi.
Bu yüzden uzun müddet “Hanoi Jane” olarak anılsa da bu poz mesleğine büyük ziyan verdi.
Daha sonra kendisi de bu mevzuda “Askerlerle birlikte çalışmam, onların haklarını savunmam bütün bunların hepsi uçup gitti. Askerlerin kendilerini ihanete uğramış üzere hissetmelerine neden olduğum için pişmanım” diye konuşmuştu.
ÖZEL HAYATI VE EVLİLİKLERİ DE DAİMA GÜNDEMDE
Fonda, mesleğinin yanı sıra özel hayatıyla da daima gündeme geldi. Evlilikleri de çok konuşuldu.
İlk evliliğini 1965 ile 1973 ortasında Fransız direktör Roger Vadim ile yaptı. Akabinde eski senatör ve siyasi aksiyoncu Tom Hayden ile evlendi. 1973’te başlayan bu evlilik 1990’a kadar sürdü.
Sonra çok konuşulan üçüncü evliliği geldi. 1991 yılında medya imparatoru Ted Turner ile hayatını birleştirdi. Bu evlilik 2001 yılında bitti.